İBB teftişinde adı geçen dernekle ilgili iddianamede neler var?

İBB teftişinde adı geçen dernekle ilgili iddianamede neler var?, İçişleri Bakanlığı 26 Aralık 2021'de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'yle (İBB) ilgili özel bir denetim başlatıldığını açıkladı.

İBB teftişinde adı geçen dernekle ilgili iddianamede neler var?
11 Ocak 2022 - 10:02
İBB teftişinde adı geçen dernekle ilgili iddianamede neler var?,

İçişleri Bakanlığı 26 Aralık 2021'de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'yle (İBB) ilgili özel bir denetim başlatıldığını açıkladı. Peki DİAYDER davası nedir? Dava kapsamındaki iddianamede neler var? Davalı avukatları ne diyor?

Terör iltisaklı İBB çalışanları olduğu iddiasıyla başlatılan teftişe konu olan DİAYDER iddianamesi konuşulmaya devam ediyor.

İçişleri Bakanlığı teftişin, "İBB'de işbaşı yaptırılan kişilerden bazılarının terör örgütleriyle benzer olduğuna dair bahis, şikâyet ve tespitler ardından, konunun soruşturulması için başlatıldığını" belirtti.

Aynı açıklamada, "İBB'ye DİAYDER referansıyla, PKK irtibatlı ve iltisaklı şahısların yerleştirildiğine yönelik hazırlanan iddianamedeki bahis ve tespitlerin bu teftiş dahilinde olduğu" aktarıldı.

Peki DİAYDER davası nedir? Dava kapsamındaki iddianamede neler var? Sanık avukatları ne diyor?

DİAYDER nedir?
DİAYDER, 2008 yılında yerleşmiş bir dini dernek. Açılımı, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği.
Dernek, faaliyetlerini Türkiye'deki Kürtlerin büyük bölümünün ait olduğu Şafi mezhebinin öğretileri çerçevesinde yürütüyor.
Merkezi, İstanbul'un Bahçelievler ilçesindeki Şirinevler mahallesinde bulunuyor.
Ağırlıklı olarak İstanbul'da ve Kürt yurttaşların yoğun olarak yaşadığı ilçelerde faaliyet yürütüyor.
Derneğin kentte dokuz adet mescidi bulunuyor.

DİAYDER hakkında hangi soruşturmalar var?

Her ne dek kamuoyunda şu lahza bir soruşturma tartışılıyor olsa da aslında DİAYDER hakkında devam eden iki farklı dava bulunuyor.
Dernek ile ilgili birincil soruşturma 2014'e başlatıldı. Bu soruşturmada tespitler, Emniyet birimleri tarafından yapıldı.
Bu birincil soruşturmanın iddianamesi 21 Aralık 2020'de düzenlendi.
Bu dava hemen İstanbul 34. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesi tarafından yürütülüyor.
Duruşmaları başlayan bu davanın bir sonraki duruşması 21 Nisan'da yapılacak.
Ancak bu ilk soruşturma sürerken DİAYDER ile ilgili ikinci bir soruşturma daha başlatıldı.
Bugün kamuoyunda ana olarak konuşulan bu ikinci soruşturmanın iddianamesi ise 30 Aralık 2021'de kabul edildi.
Bu dava ise İstanbul 14. Ağır Cinayet Mahkemesi kadar yürütülüyor.
Davanın birincil duruşması 18 Şubat'ta başlayacak.
BBC Türkçe'nin edindiği bilgilere tarafından bu iki davanın iddianamesindeki en büyük farklardan biri, ikincisinde İBB ile ilgili atıfların yer alması.

DİAYDER ile ilgili son soruşturma nasıl gündeme geldi?

DİAYDER'le ilgili bu hukuki gelişmeler, İçişleri Bakanlığı tarafından 26 Aralık'ta yapılan, İBB'ye özel yoklama başlatıldığı yönündeki açıklamayla gündeme geldi.
Açıklamanın ilk paragrafında birçok örgüt ismi sayıldıktan daha sonra, "İBB'de, yan kuruluşları ve şirketlerinde işbaşı yaptırılan personelden bazılarının bu örgütlerle iltisaklı / irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikâyet ve elde edilen tespitler üzerine, Bakanlık tarafında özel yoklama başlatıldığı" belirtildi.
İkinci paragrafta ise "Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde DİAYDER referansıyla PKK terör örgütü irtibatlı / iltisaklı kişilerin yerleştirildiğine karşın İstanbul İl Jandarma Komutanlığı göre yapılan tespitler sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamedeki iddia ve tespitler de bahse konu özel teftişin kapsamındadır" ifadesine yer verildi.
Bunun üstüne kamuoyunda DİAYDER davası tartışılmaya başlandı.
Bu açıklamada bahsedilen DİAYDER'le ilgili soruşturma, ikinci davanın soruşturması.
Yani bu, İstanbul 14. Ağır Cinayet Mahkemesi tarafından yürütülen ve ilk duruşması Şubat ayında yapılacak olan dava.

İddianamedeki temel itham ve tespitler neler?

İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında bahsedilen ve BBC Türkçe'nin incelediği iddianame 335 sayfadan oluşuyor.
Ayrıca BBC Türkçe'nin edindiği bilgiye göre davada 25 ek klasör yer alıyor.
Sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte takviye etme" ve "silahlı terör örgütüne abone olmak" suçlamaları yönlendiriliyor.
Davada 10'u tutsak 23 davalı yer alıyor.
Sanıkların, 3,5 sene ile 15'er yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.
İddianamede derneğin, "PKK-KCK sistematiği doğrultusunda kurularak etkinlik yürüttüğü" öne sürülüyor.
Sanıkların açıklamaları ve eylemleri sıralanıp bunların örgütün amaçları doğrultusunda gerçekleştirildiği iddia ediliyor.
Sanıkların HDP'li belediyelere kayyum atanmasını protesto etmeleri, IŞİD'in Kobani'ye karşın saldırısına ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki askeri operasyonlara karşısında gerçekleştirdikleri hudut nöbetleri ile direniş oruçları bu cins faaliyetlere destek olarak gösteriliyor.
Keza bir takım sanıkların, PKK benzer Sterk TV'de programa katıldıkları da aktarılıyor.
İddianamede dernek üyelerinin camilerde "terör propagandası" yaptıkları da öne sürülüyor.

İBB iddianamede nasıl geçiyor?

İddianamede İBB'ye yönelik doğrudan bir itham bulunmamakla birlikte, bilhassa tapelerde ve ifadelerde İBB'den bahsedilen bölümler yer alıyor.
Bu bölümler, Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanı seçilmesinden sonradan işe alınan beş gassal ile ilgili.
Bazı ifadelere ve tapelere kadar, bu şahısların dernek öncülüğünde işe alındıkları aktarılıyor.
Yine, sanıkların maaşlarının bir bölümünü derneğe aktardıkları öne sürülüyor.
Metinde, "DİAYDER'in referansı ile İBB'de işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan kişilerin aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdikleri" iddia ediliyor.
Keza derneğe belediye tarafından yoksullara dağıtılmak üzere destek kartları verildiği iddiaları da yer alıyor.
İddianamede, "İBB kadar derneğe bahşedilen market takviye kartlarının örgüt sempatizanlarınca, örgütün kırsal alanında etkinlik yürüten veya etkinlik esnasında etkisiz ışık halkası getirilen şahısların ailelerine ulaştırıldığının belirlendiği" öne sürülüyor.
Bir tapede, bir dernek üyesinin, yerel seçimlerden önce DİAYDER'e yan imamlar ile Ekrem İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aralarında görüşme yapıldığı ve bu toplantıda kendilerine kadro sözü verildiğini söylediği de aktarılıyor.

DİAYDER ve avukatları iddialara ne diyor?

DİAYDER, yaşanan gelişmelere karşısında geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı düzenledi.
Kendilerine yönelik iddiaları eleştiren dernek yöneticisi din adamı Yusuf İnan, "Akıl mantık, izan, şuurlarını kaybetmiş zihniyetler bize saldırıyor" dedi ve "Adalet davalarından vazgeçmeyeceklerini" söyledi.
İnan, İstanbul'da Şafi mezhebinden altı milyondan artı kişi yaşadığını, başta İmamoğlu döneminde kendi mezheplerinden beş din adamının cenaze yıkama ve namaz kıldırma için işe alındığını, bunun dahi yetkisiz olduğunu söyledi.
İnan bu kişilerden şu anda üçünün tutsak olduğunu belirtti ve "İki birey bu altı milyonun ihtiyaçlarını nasıl tedarik edecek?" dedi.
Sanık avukatlarından Fırat Epözdemir ise davanın ardından siyasi amaçlar olduğunu söyledi ve "Bu tartışmanın amacı Ekrem İmamoğlu üzerinden İBB'yi yıpratmaktır. Maksat, imamlar üzerinden İmamoğlu'dur" dedi.

Epözdemir, apaçık iki dava olmasına uyarı çekti ve şunları ekledi:
"İlk iddianamede sanık olarak yargılanan dört ad, son iddianamede de yargılanmaktadır. Onlardan biri, İBB'nin işe aldığı isimlerden biridir. İlk iddianamede onunla ilgili hiçbir şekilde örgüte para gönderildiği iddiası yoktur. Peki, 2020 iddianamesinde bunlar değil iken neden son iddianameye koydunuz? Bu durum bile DİAYDER'e yapılan operasyonun bir entrika olduğunu açıkça ortaya koymaktadır."
Avukat Epözdemir, tanıklardan hiçbirinin bu davadaki sanıklardan birinin adını vermediğini ve telefon görüşmelerinin, müvekkillerinin yasadışı örgütle bağlantısı olduğunu ortaya koyacak görüşmeler olmadığını savundu.
Belediyelerin işe alım yaparken sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) görüşmesinin çok doğal olduğunu söyleyen Epözdemir, keza STK üyelerinin maaşlarının bir kısmını derneklerine vermelerinden daha doğal bir şart da olmadığını belirtti.
Epözdemir, bahşedilen vaazların içeriği hakkında "Bu vaazların her birinin dini dayanakları vardır" dedi.
Sanık avukatı, Sterk TV konusunda ise TV kanallarında beyanda bulunmanın açıklama özgürlüğü dahilinde olduğunu, bunun, örgüt üyeliğini ortaya koyacak bir delil olamayacağını söyledi.

Bundan sonradan ne olacak?

18 Şubat'ta başlayacak dava, yasal yönünden çok siyasi tartışmalar nedeniyle gündemde olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Zira dava, Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki İBB'ye yönelik müdahale iddiaları bağlamında şimdiden, Cumhur İttifakı ile Halk Müziği İttifakı bileşenleri arasındaki kayda değer bir kavga alanına dönmüş durumda.

İBB teftişinde adı geçen dernekle ilgili iddianamede neler var?, başlık adı altında Geniş bir şekilde Haberin detayları ve bilgisi verildi. Kaynak takip edilmektedir, yeni bilgiler geldiğinde anlık güncellenecektir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum