Özcan Deniz'den eski eşi Feyza Aktan'a zehir zemberek sözler!

Habertürk'ün haberine göre zor davasından beraat eden Deniz, oğlunun velayetini alabilmek için de mahkemeye başvurmuştu. Çocuğun anne Feyza Aktan'da kalmasının devamına karar veren mahkeme, Özcan Deniz'in mülâkat günlerinin ise artırılmasına hükmetmişti. Meşhur şarkıcı sonr.

Özcan Deniz'den eski eşi Feyza Aktan'a zehir zemberek sözler!
30 Nisan 2022 - 20:35

Habertürk'ün haberine göre zor davasından beraat eden Deniz, oğlunun velayetini alabilmek için de mahkemeye başvurmuştu.

Çocuğun anne Feyza Aktan'da kalmasının devamına karar veren mahkeme, Özcan Deniz'in mülâkat günlerinin ise artırılmasına hükmetmişti.

Meşhur şarkıcı sonra da Aktan'ı affettiğini belirtmişti.

Ancak eski eşler arasında yeniden stres yaşandı.

Deniz, 4. yaş gününde oğlu Kuzey'in kendisinden kaçırıldığını söyledi. Deniz, "Geçen sene oğlumun doğum gününde yaşadığım acımasızlık bu sene de sahnelendi." dedi.

sosyal medya hesabından açıklamalarda yer alan Özcan Deniz, sert ifadelere yer verdi:

"Benzer oyun bitmiş sahnelendi. Tekrar aylardan nisan, yine sen benden uzaklara kaçırıldın ve yine kötüler konseyi bir şeylerin ardından! Olasılıkla geçen sene olduğu gibi, Anneler Günü için de bir Instagram şovu hazırlanıyor. 'Mağduru' oynamanın tadına varıldı çünkü. Sonuç alamadıkça seni kullanmaktan bir adım bile geri atmadan benzer filmi defalarca oynuyorlar.

Daha önceki oyun beni velayet davasından geri sürüklemek içindi, hemen ise işledikleri suçlara göz yummamı karşılamak. Gerçekte affetmiştim, ama galiba hedef aynı zamanda haber olmayı da temin etmek (çünkü geçen sene çalışmıştı bu) ve ulaşılamayan hedeflere ulaşmak! Bunun için de fazla hoş kullandılar herkesi. Sessizliğimi ve çaresizliğimi de ardına kadar sömürdüler. Senin tek suçun benim oğlum olman. Bir garibanın oğlu olsaydın şimdiden seni kapıma bırakıp kayıplara karışmışlardı.

Normal şartlarda 5 metre bile yakınıma yaklaşamayacak insanlara bu cesareti ben verdim. Öyle fakat; senin gözünün önünde babana tekme tokat girişecek dek çevrili programlara çıkıp şuursuzca 'yeniden olsa yeniden yaparım' diyerek korkutma edecek dek senin tek hayat garantin olan babanın 30 yıllık kariyerini ve emeğini iftiralarla bitirmeye çalışacak değin, benden 700 km öteye kanunları, haklarımızı, senin menfaatlerini hiçe sayıp götürecek değin cesaretlendiler.

Benim onayım ve haberim olmadan seninle ilişkimizi çıkmaza sokacak dek uzağa, bir bilinmeze sürüklediler. Daha doğrusu taşındılar. Ve bu vesileyle değil, gittiğinizde bana haber verildi. Samimiyetsiz "iyi hedef" davranışları sergileyerek, işlenilen şuçu hafifletmeye çalışıyorlar. (istediğin vakit gelip görebilirsin v.s)

Seni oraya gelip alarak otellerde, sana ait olmayan odalarda ve ortamlarda görmemi sağlamaya çalışıyorlar..Böylece olsun ancak bir daha geldiğimde otele gitme fikri senin benimle gelmeni engellesin diye. Bana en azından bir hazırlık yapma şansı bile tanınmadı. Ve orada seni almaya geldiğimde, senin yanında ne gibi bir saldırıya uğrayacağım muhakkak değil. Fazla belli oraya çekilmeye çalışılıyorum.

Ben burada, odanın olduğu oyuncaklarının olduğu, arkadaşlarının ve seni seven onca insanın olduğu evinde bekliyorum oğlum seni. Üç haftadır göremiyorum seni. Senden özür diliyorum bu cesareti onlara taa tekrar verdiğim için.Önce doğum günü hazırlıkların bana "göndericem" diye yaptırıldı sonradan kanunlara ve bize bahşedilen haklara bile karşısında gelerek götürüldün. Tıpatıp geçen doğum gününde yapıldığı gibi. Dedim ya benzer film oynanıyor.

Okula yazdırdım, okuldan alındın ve sonra "bizi eve hapsettin" diye akla zarar gerekçeler gösterildi. Maksat kendilerine araba aldırtmaktı. Yani mülk talebiydi. Alırdım sorun değil fakat "oğlumun kemerini bağlamadan arabaya bindiremessin" dediğimde bana küçümseyen mesajlar attılar. Ben senin güvenliğini tehlikeye atarak bunu yapamazdım.

Birçok ailenin hayalini kurup oturamadığı eve "dağ başı burası" dendi ve götürüldün. Bu "dağ başı" denilen yer babanın ve bir çok kuzeninin oturduğu, deniz seviyesinde, her türlü ihtiyacının (mektep ve hastanen de dahil) yürüme mesafesinde olduğu uygar ve imkanlarla dolu, şehir büyüklüğünde bir yer.

Kaç babalar günümüz, 23 nisanımız, bayramımımız ve kaç doğum günümüz katledildi! Tümü defterimde yazıyor oğlum. Keşke böyle olmasaydı ve keşke cümbür cemaat payına düşeni yaşayıp seni mutlu etmek için benim dek çıkarsız uğraşsaydı.

Ama artık üzülmüyorum. Hatta hazin de olsam "mutluyum". Çünkü bu zalimlikler seni ve beni daha mutlu günlere hazırlıyor. Ben yeniden hep olduğu gibi adalete inanıyor ve yerini bulacağı günü bekliyorum. Senin haklarını korumak için o duruşma kapılarında 1 saniye bile yüksünmeden hazırlanmış bekleyeceğim. Seni fazla lakin çok seviyorum oğlum. Mutlu yaşlar.

Bu mektup herkese "Hiç duyar kasmayın. Kimse ilgilenmek zorunda da değil. Yargı hukuk tanımadan, ne olup bittiğini bilmeden, benim sessizliğimi de fırsat bilip cesaretlendirdiğiniz icin siz de en düşük benim dek suçlusunuz. (lafım herkese degil. Bilen biliyor) Ben oğlum kullanılarak oynanan bir oyunu bozmaya çalışıyorum.Burada oğlunu korumaya çalışan bir babadan öte biri değilim."

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum