Türkiye'de yılda yaklaşık 2 bin 500 yeni doğan bebeğe işitme tanısı konuluyor
Sağlık Bakanlığının verilerine göre ülkemizde her yıl yeni doğan yaklaşık 2 bin 500 bebeğe işitme engeli tanısı konuluyor. Uzmanlar, yeni doğan bebeklere en geç 3 gün içerisinde işitme testi yapılması gerektiğini belirterek, ailelerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.
Editör: Halk Ana Haber
26 Eylül 2022 - 14:55
Türkiye’de yılda yaklaşık 2 bin 500 yeni doğan bebeğe işitme tanısı konuluyor, Anlık Son dakika haberinden alınan bilgilere göre: Sağlık Bakanlığının verilerine göre ülkemizde her yıl yeni doğan yaklaşık 2 bin 500 bebeğe işitme engeli tanısı konuluyor. Uzmanlar, yeni doğan bebeklere en geç 3 gün içerisinde işitme testi yapılması gerektiğini belirterek, ailelerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.
Yeni doğan bebekleri hastanede taburcu etmeden ilk 72 saatte tarama testine tabi tuttuklarını ifade eden Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi Uzmanı Dr. Heybet Tüzün, bin doğumdan 3’ünde işitme engeli vakasının tespit edildiğini söyledi. Her yeni doğan bebeğe 72 saat içerisinde ilk taramayı yaptıktan sonra eğer risk varsa ve tarama programından geçse dahi tekrar bir referans merkezine gönderip takiplere devam ettiklerini belirten Tüzün, “Risk yoksa şayet bebek ilk taramadan geçiyorsa herhangi bir programa tabi tutmuyoruz. Risk varsa ve ilk taramadan kalmışsa biz ikinci taramayı 15’inci güne kadar tamamlamaya çalışıyoruz. Eğer o taramadan da geçmezse 30’uncu güne kadar 3’üncü taramayı yapıp referans merkezine gönderiyoruz” dedi.
Özellikle yapısal anomali bebeklerin genetik işitme kaybı olarak doğduğuna dikkat çeken Tüzün, “Yoğun bakımda uzun süreli yatış gerektiren özellikle sarılık seviyesi yüksek olan, bin 500 gramın altında doğan bebekler ve ailede işitme kaybıyla doğan bebeklerimiz de olabiliyor. Bizim verdiğimiz bazı ilaçlar kulak için işitme kaybı yapabilir. Buna neden olan ilaçları kullananlara işitme tarama testi kontrolünü yapmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Eğitim çağındaki çocuklara işitme tarama testi yapılmasında fayda var”
İşitme kaybının daha sonra da çeşitli hastalık ve travma sonrası ortaya çıktığına vurgu yapan Tüzün, “Doğuştan gelen bir hastalık olmadan da insanlarda travma sonrası ve farklı hastalık gruplarına bağlı işitme kaybı olabilir. O yüzden bu hastalığı geçiren çocukları işitme taramasından tekrar geçirip uygun birime yönlendiriyoruz. Öte yandan çocuklara eğitim çağında tarama yapılmasında fayda olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Tayyar Kılıç ise, yeni doğan bebeklerin işitme testinden sonra uygulanan tedaviyle normal yaşamına devam edebileceğini söyledi. Kılıç, “Yeni doğan tüm bebeklere işitme taraması yapıyoruz. İşitme taramasında bebek kaldıysa işitme kaybının seviyesini mutlaka değerlendirmek gerekiyor. Bunun için daha ileri tetkikler yapıyoruz. İlk önce muayene yapıp daha sonra bera testi yapıyoruz. Bu testlerde hafif, orta ve ağır işitme kayıpları olabilir. Hafif ve orta işitme kayıplarında bir süre işitme cihazı öneririz. Ama ileri derece yani ağır işitme kayıplarında implant tedavisi mevcut” dedi.
Erken tedavinin önemine değinen Kılıç, “Bazı hastalara koklear implantasyon yapılabilir. Bundan dolayı erken tedavi çok önemlidir. Çünkü belli bir yaştan sonra implant şansı da kalmıyor. 4 yaşından sonra dil gelişimi kapandığı için konuşma şansı da kalmıyor. Onun için erken tanı işitme cihazını kullanma şansını kazanmış olup tedavi sürecine katkı sağlar. Geç tanılarda çocuğun konuşma şansı kalmıyor. Bunun için erken tanı çok önemli” ifadelerini kullandı.
Detaylı bir şekilde, Türkiye’de yılda yaklaşık 2 bin 500 yeni doğan bebeğe işitme tanısı konuluyor başlıklı haberin detayları ve bilgisi verildi. Benzer haberlere aşağıya kaydırarak bakabilirsiniz.
Yeni doğan bebekleri hastanede taburcu etmeden ilk 72 saatte tarama testine tabi tuttuklarını ifade eden Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi Uzmanı Dr. Heybet Tüzün, bin doğumdan 3’ünde işitme engeli vakasının tespit edildiğini söyledi. Her yeni doğan bebeğe 72 saat içerisinde ilk taramayı yaptıktan sonra eğer risk varsa ve tarama programından geçse dahi tekrar bir referans merkezine gönderip takiplere devam ettiklerini belirten Tüzün, “Risk yoksa şayet bebek ilk taramadan geçiyorsa herhangi bir programa tabi tutmuyoruz. Risk varsa ve ilk taramadan kalmışsa biz ikinci taramayı 15’inci güne kadar tamamlamaya çalışıyoruz. Eğer o taramadan da geçmezse 30’uncu güne kadar 3’üncü taramayı yapıp referans merkezine gönderiyoruz” dedi.
Özellikle yapısal anomali bebeklerin genetik işitme kaybı olarak doğduğuna dikkat çeken Tüzün, “Yoğun bakımda uzun süreli yatış gerektiren özellikle sarılık seviyesi yüksek olan, bin 500 gramın altında doğan bebekler ve ailede işitme kaybıyla doğan bebeklerimiz de olabiliyor. Bizim verdiğimiz bazı ilaçlar kulak için işitme kaybı yapabilir. Buna neden olan ilaçları kullananlara işitme tarama testi kontrolünü yapmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Eğitim çağındaki çocuklara işitme tarama testi yapılmasında fayda var”
İşitme kaybının daha sonra da çeşitli hastalık ve travma sonrası ortaya çıktığına vurgu yapan Tüzün, “Doğuştan gelen bir hastalık olmadan da insanlarda travma sonrası ve farklı hastalık gruplarına bağlı işitme kaybı olabilir. O yüzden bu hastalığı geçiren çocukları işitme taramasından tekrar geçirip uygun birime yönlendiriyoruz. Öte yandan çocuklara eğitim çağında tarama yapılmasında fayda olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Dr. Tayyar Kılıç ise, yeni doğan bebeklerin işitme testinden sonra uygulanan tedaviyle normal yaşamına devam edebileceğini söyledi. Kılıç, “Yeni doğan tüm bebeklere işitme taraması yapıyoruz. İşitme taramasında bebek kaldıysa işitme kaybının seviyesini mutlaka değerlendirmek gerekiyor. Bunun için daha ileri tetkikler yapıyoruz. İlk önce muayene yapıp daha sonra bera testi yapıyoruz. Bu testlerde hafif, orta ve ağır işitme kayıpları olabilir. Hafif ve orta işitme kayıplarında bir süre işitme cihazı öneririz. Ama ileri derece yani ağır işitme kayıplarında implant tedavisi mevcut” dedi.
Erken tedavinin önemine değinen Kılıç, “Bazı hastalara koklear implantasyon yapılabilir. Bundan dolayı erken tedavi çok önemlidir. Çünkü belli bir yaştan sonra implant şansı da kalmıyor. 4 yaşından sonra dil gelişimi kapandığı için konuşma şansı da kalmıyor. Onun için erken tanı işitme cihazını kullanma şansını kazanmış olup tedavi sürecine katkı sağlar. Geç tanılarda çocuğun konuşma şansı kalmıyor. Bunun için erken tanı çok önemli” ifadelerini kullandı.
Detaylı bir şekilde, Türkiye’de yılda yaklaşık 2 bin 500 yeni doğan bebeğe işitme tanısı konuluyor başlıklı haberin detayları ve bilgisi verildi. Benzer haberlere aşağıya kaydırarak bakabilirsiniz.
FACEBOOK YORUMLAR